Hep sansasyonel haberler yaptı, hep eleştirilerin odağına oturdu. Kimi zaman Genelkurmay’ı karşısına aldı, kimi zaman diğer gazeteleri. Sermaye yapısı, arkasındaki güç, ne için yayın yaptığı v.b. hakkında her türlü senaryo geliştirildi.
Ama eleştirenler bile Taraf’ın ne yazdığını merak etti. Neredeyse aynılaşan gazeteler arasında farklı cesareti ile kısa zamanda kendine yer edindi. Eleştiriler bir anlamda Taraf’ın gücünü de oluşturuyordu.
Ama bu sefer öyle bir hata yaptı ki, ne o hatası dile getirildiğinde Taraf’a güç kattı, ne kimse dipte derinde “iyi ki yazdı” diyebildi.
Biliyorsunuz… Muhsin Yazıcıoğlu’nun geçirdiği kaza sonrası NTV’den yapılan aramaların listesini döküp neredeyse “Yazıcıoğlu’nu NTV öldürdü” dedi.
NTV’den gelen tepkiye rağmen önce yüksek perdeden “haberimizin arkasındayız” dedi, sonra “Belki de birileri NTV’nin hattını suikast için kullandı” diye kıvırdı sonra da kıvıracak alan kalmayınca manşetten özür diledi.
Normalde özür, sahibini görece aklar. Ama bu özür Taraf’ı kurtaramadı.
Artık zaten şüpheyle bakılan Taraf haberleri daha bir şüpheyle değerlendirilecek.
Artık Ahmet Altan’ın “Sarsıcı haberler uzmanı” olarak sunduğu Mehmet Baransu’nun imzası dudak bükmeyle karşılanacak.
Artık o haberi muhataplarından doğrulamadan, görüşlerine başvurmadan vermelerine rağmen gazeteciliklerine toz kondurmayan Yasemin Çongar ve Ahmet Altan’ın gazeteciliği çok daha büyük soru işaretleriyle değerlendirilecek.
Artık gerçekleri ortaya çıkarmak için cengaverce mücadele eden gazete imajının yerini sansayon çıkarmak için gazeteciliğin en temel gerekliliklerini bile hiçe sayan gazete imajı aldı.
Ve manşetten özür dilese de Taraf KAYBETTİ.