Kağıda bağlı olmayan konuşmalarında çoğu zaman “ağzından çıkanı kulağının duymadığı” izlemini veren Başbakan Erdoğan yine çok tartışılan bir demeç verdi. “Eğer diaspora aklını başına almazsa kaçak yaşayan 100 bin Ermeni’yi sınır dışı ederiz.”
Açıkça bir şantaj… Kaçak yaşayanlar sınır dışı edilmeli mi? Yasalar öyle diyorsa, tabii. Ama yasal gereklilikler ne zamandan beridir bir şantaj aracı olarak kullanılmaya başlandı? Yasa dışı faaliyetlere göz göre göre göz yumulur mu? Hele devlet bunu yapar mı? Ve yaparsa, bu ayıbını dünyaya ilan eder mi?
Başbakan Erdoğan’ın açıklamasından öğreniyoruz ki yaparmış. Baksanıza, 100 bin Ermeni’nin Türkiye’de kaçak olarak yaşadığını biliyormuş, hiçbir şey yapmıyormuş, yapmamaya devam etmesinin koşulu dış politikada aciz kaldığı Ermeni meselesinde Ermeni Diasporası’nın geri adım atmasıymış. Yoksa o Ermenileri sınır dışı edermiş. Açıklamasının meali budur.
Ama o zaman sorarlar: Eğer kaçak Ermenilerden haberdarsınız, yürütmenin başı olarak bu güne kadar neden sustunuz? Demek ki sayısına kadar olaydan haberdarsınız, o halde bu zamana kadar neden sınırdışı etmediniz? Hürriyet Yazarı Hadi Uluengin’in hedefi 12’den vuran tespitinde belirttiği gibi belki Canan Arıtman’ın kitabına uygun olabilir ama lobicilik fiyaskonuzun bedelini Türkiye’de yaşayan gariban Ermenilere ödetme girişiminiz hangi kitaba uygundur? Bir başbakan, iş mi yapar şantaj mı?
Yaptığı o anlamsız çıkışıyla işte tüm bunları ve daha fazlası bir anda gündemin ortasına oturttuğu ve açılım hikayelerinin arkasında gerçekte nasıl bir kafa yapısının hala ve yine sapasağlam durduğunu gösterdiği için Başbakan Erdoğan kaybetti.