İşte ART’nin patronu Mustafa Özbek’in Turktime Yönetim Kurulu Başkanı Talat Atilla ve Genel Yayın Yönetmeni Ersin Tokgöz’e yaptığı çok özel açıklamaların İKİNCİ BÖLÜMÜ…
TURKTIME: Babanız Mustafa Özbek Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklu yargılanıyor. Babanızın içeride olması sizde nasıl bir ruh hali yaratıyor?
AHMET ÖZBEK: Bir boşluk var tabi. Babadır sonuçta, canındır senin. Ve tamamen haksız yere içeri atıldı. Ama hayat devam ediyor. Canımız içimizde, sağlığımız yerinde olduğu sürece mücadele ediyoruz. Babam 71 yaşında, dedem 86 yaşında vefat etti. Onun kadar yaşarsa, öyle uzun vadeli bir planı olamaz artık.
TURKTIME: Çok dinç gözüküyor. Hiç 71 yaşında birisi gibi değil…
AHMET ÖZBEK: Sağlığı yaşından çok önde, bizden çok daha fazla fiziksel gücü var ama yaş itibari ile belli bir noktaya geldi. O yaşta içeride ve haksız uygulamaları görünce benim ciğerim parçalanıyor, kalbim acıyor. Orada bir girdap var, o girdabın içine girerseniz vay bize haksızlık yapıldı, bu nasıl olur falan derseniz o girdaptan çıkamazsınız. Sağlıklı düşünemezsiniz, kendinize hayrınız olmaz, kendine hayrı olmayanın kimseye hayrı olmaz. Ben bu kanalın başındayım ve burada bir mücadele veriyoruz, bir direnişin sembolü gibi oldu ART. İçerik anlamında belki çok zengin değiliz belki ama onun yaşaması yeter. Çok muhteşem yayınlar olmasa da döner burası. Benim bir iddiam yok artık yayıncılıkta. Öyle bir şey kalmadı bende. İlk haberi ben vereceğim, haber patlatacağım… Yok öyle bir iddiam. Bu dönemi böyle atlatmak lazım. O girdaba girersem bu mücadeleyi de bırakmış tüketmiş olurum, yapamam verdiğim kararlar doğru olmaz. Sonuçta niye, nasıl atıldığı önemli içeriye. Allah'a şükür yüz kızartıcı bir suçu yok. Gittiğim yerlerde başım dik, gurur duyuyorum onunla. Aslanlar gibi de yatıyor, ne hastaneye gitti ne başka bir şey yaptı. Allah sağlık sıhhatini bozmasın. Gitmek istese o da gider hastanede yatar ama aslanlar gibi yatıyor içeride. Tamamen yalanla dolanla, sadece babam da değil orada birçok tanıdığım bildiğim insan var, hepsi aynı durumda. O yüzden tabii ki acısını içimde yaşıyorum ama bunu genelde yalnızken yaşıyorum.
BABAM ALLAH’A İNANCI ÇOK GÜÇLÜ OLDUĞU İÇİN AYAKTA DURUYOR!
TURKTIME: En son ne zaman görüştünüz babanızla? Size içerideki durumla ilgili ne anlatıyor?
AHMET ÖZBEK: Babam bazıları gibi steril ortamlarda büyümemiş. Köy çocuğu benim babam, işçilikten gelmiş, mücadeleci, söke söke hakkını alan bir insan. Hiç bir şey olmasa soğanı yufka ekmeğinin arasına dürüp yediğini ben çok görmüşümdür. Bir köye gittiği zaman monşer durumu yoktur onda köy çocuğudur nihayetinde. Oraya gittiğinde öyle ama işçileri temsil ettiğinde de asla onları küçük düşürmez. Her zaman bir bilgi birikimi, kültürü vardır. Her ortama kolaylıkla ayak uydurur. Babamın inancı çok güçlüdür, dedemden biliyorum. Ahmet dedem Kırıkkale'de döneminin çok önde gelen ilim adamlarından birisiydi. Onun izlerini görüyorum babamda. Allah'a olan inancı çok güçlü olduğu için ayakta duruyor. Çok kitap okuyor, kitap yetiştiremiyorum ben babama, roman okuyor, diğer güncel kitaplardan okuyor.
TURKTIME: Koğuş arkadaşları kimler?
AHMET ÖZBEK: İnanın isimlerini bilmiyorum. 3-4 tane genç çocuk var. Onlarla sohbet ediyor. Duruşmalarda diğer koğuşlardaki davaya katılan insanlarla sohbet etme imkanı buluyor. Gözünü karartmış o. Bizden daha inançlı, daha dik duruyor. İçerisi dışarıdan daha güvenli daha güzel dedim geçen babama.
DOSTLARIMIZ TELEFONLARIMIZA BİLE ÇIKMIYOR ARTIK!
TURKTIME: Ne anlamda daha güvenli?
AHMET ÖZBEK: Dışarıda her türlü adam satma, yüz çevirme var. O kadar dostlarımız vardı ki son zamanlarda telefonlarımıza bile çıkmıyorlar. En azından bunları yaşamıyor. Çok fazla bir şey de anlatmıyor zaten. İyi şeyler olduğunu zannetmiyorum ben. İçeriden değil dışarıdan konuşuyoruz daha fazla ne yapalım ne edelim gibi.
TURKTIME: ART, Kanalturk, Başkent TV, Ulusal kanal ve Kanal Biz’in başındaki isimler gözaltına alındı. Şimdi ART'nin başında siz varsınız. Bir gün gelir beni de alırlar diye bir endişe var mı içinizde?
AHMET ÖZBEK: Enteresandır. Hiç alakasız insanlar o dönemde beni de alacaklar içeri, bende bekliyorum diye endişe ediyorlardı. Dedim seni alıp ne yapacaklar, sen içeride olsan ne fark eder olmasan ne fark eder. Bana bir düşünce üreten, iktidarı rahatsız edecek bir şey yapmıyorsun. Sen gidersen başkası gelecek yerine. Boşluğu doldurulamayacak bir insan değilsin sonuçta. Ben de öyleyim. Ben gidersem başkası gelir ART'nin başında oturur. Az önce de dedim çok muhteşem işler yapmıyoruz, biz sadece canımız içimizde bu süreci tamamlamaya çalışıyoruz. Bir kum fırtınası olur da kapanırsınız ya biz de öyle kapandık iş arkadaşlarımızla, çalışma arkadaşlarımızla omuz omuza bu fırtınayı atlatmaya çalışıyoruz. Beni alsalar ben ne işlerine yararım? Ben orada burada konuşan bir insan değilim. Ben sadece ART'nin başında duruyorum, mücadele ediyorum üzerime düşen görev neyse onu yapıyorum. Ha alabilme ihtimalleri olabilir mi? Olur. Çünkü o kadar komik şekilde içeri alınan insanlar var ki… Beni de alabilirler diye aklıma geldi ama korku yok kesinlikle.
ÖZBEKLER NEDEN KIBRIS’A YATIRIM YAPTI?
TURKTIME: Babanızın Kıbrıs'la ilişkileri ile ilgili çok fazla spekülasyonlar yapıldı ve şimdi ART Kıbrıs üzerinden yayın yapıyor. Kıbrıs'tan yayın yapmanızı bir meydan okuma, gövde gösterisi olarak alabilir miyiz alt metinde yoksa olay sadece teknik bir durum mu?
AHMET ÖZBEK: Tamamen teknik gereksinimler. Türkiye'de yayın lisansı almak çok pahalı. Biz 5 bin dolar ödedik zamanında Kıbrıs'ta. Biz yayına başladığımızda AKP daha yeni iktidara gelmişti. Öyle hard bir muhalefet yoktu. Ki bizim kanala Çiçek, Fırat, Burhan Kuzu gibi birçok AKP vekili ve bakanlar da geliyordu. Ben uğraştım Türkiye'den lisans alıyım da yayını buradan yapayım diye. Çünkü bana pahalıya patlıyor. Bir uydu daha kiralıyorum ben, her ay 25, 30, 40 bin lira ek masraf. Türkiye'den çıksam direkt logoyu bas ve yayına gir. Neden ben iki tane frekans tutayım? Türkiye'den başvuru yaptık ama alamadık. Yani oradan alalım da bizi kapatamasınlar gibi bir düşünce yok. Bugün lisans verseler ben Kıbrıs'taki yayını kesip Türkiye'ye geleceğim.
TURKTIME: Bu durumda siz RTÜK'e bağlı değilsiniz o zaman…
AHMET ÖZBEK: Kıbrıs'tan yayın yaptığımız için Yayın Yüksek Kuruluna bağlıyız. Bir anlamda oranın RTÜK'ü.
TURKTIME: Ama Kıbrıs ile Özbekler ilişkisi çok tartışıldı. Nedir işin aslı?
AHMET ÖZBEK: Kıbrıs'ta şunları varmış, bunları varmış gibi şeyler çıktı ortaya hatta babam içeri girmeden de söyledi, gösterin o dediğiniz şeyleri, ispatlayın, size bağışlayacağım… Allah aşına gösterin dedi. Ama gösteremediler.
TURKTIME: Neyiniz var Kıbrıs'ta?
AHMET ÖZBEK: Biz altı kardeşiz. En büyüğümüz 52 yaşında, 30 senedir ticaret yapar abilerim. 82'den beri ticaret hayatı içindeler. Bizim ticaret hayatımızda nereden nereye geldiğimizi herkes çok iyi bilir. Biz 5 senede belli bir noktaya gelmedik. Bir günden bir güne devletle bir iş yaptıysak, bir ihale aldıysak desinler arkadaş sizi şunlar zengin etti etti diye. Biz Kırıkkale de bit tüp dükkanı açtık daha sonra Kırıkkale'nin tüm bayiliğini biz aldık sevenimiz çok olduğu için, akrabalarımız da orada sonuçta. Güzel iş yaptık 3-5 sene ondan sonra oksijen tüpüne girdi abim. Orada rafineri yapıldığı zaman oranın tüm oksijen, gaz gibi malzemelerini biz karşıladık. Ticari anlamda çok güçlendik rafineri sayesinde. Sonra Ankara İvedik'te abimler ilaveten oksijen işine girdiler ve Ankara pazarını darmadağın etti abim. Çok çalıştık, bunun bedelini ödedik. Gerçi bu süreçte benim hiçbir katkım olmadı maalesef. Çünkü en küçükleri benim. Daha sonra tehlikesinden dolayı bıraktık bu işi. Müteahhitlik yaptık ama yaparken kesinlikle herhangi bir ihale ile devletin, belediyenin işi değil yap-sat işiydi.
TURKTIME: Peki, Kıbrıs sevdası? Nereden çıktı?
AHMET ÖZBEK: Ben o zamanlar Kıbrıs'ta öğrenciydim. 92'den 2000 yılına kadar orada kaldım. Sadece öğrenci de değil turizm rehberliği yaptım, emlakçılarda çalıştım. Ve arsa aldık oraya yatırım yaptık. Yapamaz mıyız? Ama bu babamın parasıyla değil abilerimin parasıyla yapılmış bir yatırımdır. Biz bir nevi yatırımı oraya kaydırdık ama nasıl ne bu dünyada ne öbür dünyada Allah şahittir hesabını veremeyeceğimiz bir kuruş malımız yoktur bizim. Burada daire satıyor gidip oradan arsa alıyorduk. Yapmayalım mı, ölelim mi, perişan olunca daha mı iyi, suç mu işledik, bir yerde bir hesap mı karıştırdık? Varsa onu söylesinler. Siz şurada haksız kazanç sağladınız desinler. Biz her şeyin hesabını veririz. 30 senede 5 kardeş, hadi beni çık 4 kardeş ticaret yaparak belli bir noktaya gelemez mi? Bizim holdingimiz yok, milyonluk hesaplarımız da yok. Sadece gayrimenkullerimiz var onların da hesabını veririz. O anlamda gönlümüz rahat, ben hep söylüyorum son dönemdeki zenginlere bir bakın nasıl bu hallere geldiler 10 yılda. Daha yaşları kaç?
ART SATILIYOR MU?
TURKTIME: ART’nin sıkıntılarından bahsettiniz. Siz bu kadar zorda olunca ister istemez ART satılıyor gibi pek çok haber çıkıyor. Hatta rakamlar bile verildi. Son durum nedir? ART’yi satıyor musunuz?
AHMET ÖZBEK: Şu anda öyle bir düşüncem yok. Bana öyle bir teklif de gelmedi. Hep bana sordular satmayı düşünüyor musun diye. Satmayı düşündüğüm zamanlar oldu mu, oldu. Dik durma ihalesi bende kaldı. Ama sonuçta ben de insanım. Benim öyle 20-30 yıllık ticari hayatım, yayın hayatım yok. Bunları düşününce bazen satıp kurtulayım diyorum.
TURKTIME: Bu konuda görüşmeniz oldu mu hiç?
AHMET ÖZBEK: Hayır… Hiç kimseyle görüşmedim. Birileri benim arkamdan görüşüp rakam telaffuz ettiyse bilemem ama öyle bir bilgi de gelmedi, şununla konuştum sizin kanalınızı şu fiyata almak istiyor diye. Ben de kimseyle görüşmedim zaten
HULKİ CEVİZOĞLU OLAYINDA BENDEN MAĞDURU YOK!
TURKTIME: Hulki Cevizoğlu Yeniçağ'daki köşesinde yazmıştı; bu işler böyledir, satış söylentileri bir başladı mı ilk başta yalanlarlar ama sonra gerçek olduğu ortaya çıkar diye…
AHMET ÖZBEK: Bana çok dediler… Mesela televizyondan yardım toplayalım diye. Televizyondan yardım topladığında akşam arkadaşınla 2 kadeh rakı içtiğinde, benim paramla rakı içiyor derler. Bu olmaz, böyle bir şey istemem dedim ben. Çünkü o zaman yaptığın her şey göze batar; çocuğumun okuduğu okuldan yediğim içtiğime kadar. Öyle bir şeye hiç girmedim ben. Hulki Bey'in belki alacaklarını daha iyi tahsil edebilmek için gönlünden geçiyordur kanalın satılması. Bilemem.
TURKTIME: Cevizoğlu demişken; o da sizde program yapıyordu ama onun programı da son buldu. Oysa ideolojik olarak yakındınız birbirinize. O ayrılık neden gerçekleşti?
AHMET ÖZBEK: Hulki bey geçen sene programlarını durdurdu. Herhangi bir husumetimiz de yoktu. Sonuçta profesyonelce düşünüp programlarını durdurmuştur. Saygı da duyduk sonrasında çok görüştük.
TURKTIME: Programı kendisi mi durdurdu? Kamuoyuna sanki siz durdurmuşsunuz gibi yansıdı…
AHMET ÖZBEK: Kendi karar verdi, kesinlikle ağzımdan öyle bir şey çıkmadı. Zaten gazetecilerin ya da program yapanların gıdası mağduru oynamak. Mağdurum diyince halktan destek alıyor çünkü. Ama benden mağduru yok bu işte. Kendi istedi. Ben istediği her yerde de bunu söylerim.
TURKTIME: Para alamıyorum gecikiyor diye mi bıraktı?
AHMET ÖZBEK: Evet, ödemeler gecikiyor diye bıraktı.
TURKTIME: Hulki Cevizoğlu Ulusalcı olarak tanınır, hükümete muhalif yani bir duruşu olduğu varsayılan bir gazetecidir. Duruşu olan bir gazetecinin ben az para alıyorum diye beğenerek yayın yaptığı televizyondan kopması kendi açısından çok iyi değil. Bunu göze almasında bilemediğimiz bazı nedenler olmalı? Beyaz TV'ye geçmek için mi ayrıldı ART’den peki?
AHMET ÖZBEK: Sanmıyorum ki o dönemde böyle bir şey olsun. Öyle tahmin ediyorum diyebilecek kadar bile bir şey bilmiyorum aslında. Olabilir ama ben yine de zannetmiyorum.
CEVİZOĞLU’NUN CEVİZ KABUĞU FINDIK KABUĞUNU BİLE DOLDURMUYORDU
TURKTIME: Peki Hulki Bey'le yaşadığınız süreç sizin açınızdan anlaşılır, normal bir durum muydu?
AHMET ÖZBEK: Kol kırılır yen içinde kalır çok önemlidir benim için. Kiminle yollarımızı ayırdıysak, bak ulusalcılar, ya da bize ne diyorlarsa, birbirlerine düştü dedirtmemek için ben hep sustum. Herkes mağduru çok güzel oynadı ama emin olun haksız hiçbir şey yapmamışımdır. Verdiğim her kararın da her zaman arkasındayım. Ama Hulki bey olayı çok farklı. Hulki bey ile bizim bir sözleşmemiz vardı. Bizim Hulki bey dışında hiçbir programcıyla yazılı bir anlaşmamız yoktur. Yazıya önem vermeyiz. Sözlü olarak anlaşırız ve yola devam ederiz. Kimi para alır, kimi almaz, kimi altı ay sonra alır. Hepsine saygı duyarım ben. Tabii ekonomik krize girince 2009'da bir de bizim reklam gelirlerinde ciddi bir düşüş olunca dedim ki “Abi, ben bu parayı sana ödeyemeyeceğim. Bunda yüzde 30 veya 40 indirim yapalım. Herkeste yapıyoruz sende de yapalım.” deyince, “Tamam, ama ne zaman ödeyeceksin” dedi. “Durum ne zaman düzelirse o zaman. Geçmişe yönelik ödeme yapmam ama durum düzelince eski haline çekerim” dedim.
TURKTIME: Kabul etti mi Cevizoğlu bu teklifinizi?
AHMET ÖZBEK: Evet ama bir şartla. “Kalan yüzde 30'luk kısmın yerine de benim bir dergim var Popüler Bilim diye, onun reklamlarını dönün radyoda, televizyonda” dedi. Ona da tamam dedim. Neyse bazı aksamalar oldu 3 ay 6 ay gibi ödemelerde, yayına da çıkmayınca durdurdu programını. Zaten son dönemde de Ceviz Kabuğu programı, fındık kabuğunu doldurmayacak şekle dönüşmüştü. Programın konsantrasyonu bozuldu, verdiği önem de azaldı. Zaten belliydi bırakacağı. Programcı programı bırakacaksa ilgisinden tavırlarından belli oluyor, anlıyoruz biz.
ART’Yİ HACZE VEREN TEK KİŞİ ULUSALCI, ATATÜRKÇÜ BİLİNEN CEVİZOĞLU OLDU!
TURKTIME: Kötü ayrıldınız o zaman. En azından kırgın…
AHMET ÖZBEK: Aslında bir husumet olmadı aramızda. Ayrılırken geçmişe yönelik borçlarını sordu, bizden ödeme istedi. Biz de ödeyelim dedik. Hatta ofisine gittim ödeyeceğim borcumu ama bunu taksitlendirelim ben bunu sana tek seferde ödeyemem dedim. Tamam dedi. Ama ondan sonra bize ödeyeceğimiz rakamın iki katı rakam geldi.
TURKTIME: Fazla rakam mı çıkardı?
AHMET ÖZBEK: Eski sözleşmeye göre borç getirdi bize, bizim sözleşmemiz bu diye. Abi sözleşme bu ama biz bunu seninle konuşmadık mı sözlü olarak dedim. Sözleşme bu dedi ısrarla sonra avukatı girdi devreye ben kedisine ulaşamadım defalarca 3-5 gün aradım meşgule attı, açmadı, en son sekreterinden aradım beni bir daha aramasın ne işi varsa avukatımla halletsin dedi.
TURKTIME: Kızmış yani…
AHMET ÖZBEK: Evet... Avukatını aradım buyurun konuşalım diye. Ben gelemem ofisim şurada gel dedi. Ben böyle bir tavrı inanın iktidara yakın çevrelerden bile görmedim. Herkes ART yaşamalıdır, hay hay, taksitlendirelim, çekler ödenmediğinde idare edelim derken Cevizoğlu’nun bu tavrına çok şaşırdım. Ulaşamıyorum da Hulki Bey'e. Avukatını aradım 2 veya 3 defa konuştum; yapmayın, haciz getirmeyin, cihazlarımı alırsanız ben nasıl yayın yaparım, bunu nasıl yaparsınız ben size ne yaptım dedim. Hukuk böyle biz bunu alırız dedi. Benim tansiyon falan düştü tabi elinizden geleni ardınıza koymayın dedim. Adam gelip haciz koyacak yayın duracak. Sonuç itibariyle protokol imzalandı maaşlardan kesildi, oradan buradan kestim ilk taksidi ödedim.
TURKTIME: Kendisi bu sözlerinize açıklama yapmak isterse doğal olarak yanıt hakkı veririz. Şunu mu demek istiyorsunuz; Cevizoğlu bu güne kadar yansıttığı imajla örtüşmeyen bir gazeteci. Yanlış mı algılıyoruz?
AHMET ÖZBEK: Kesinlikle… Dışarıdan bakıldığında, ulusalcı, Atatürkçü ama ART'yi tek hacze veren kişi Ulusalcı, Atatürkçü Hulki Cevizoğlu'dur. Sonrasında Beyaz TV'de programa başladı. Artık insanlar bu röportajı okuyunca kararı kendileri versin, neden böyle yaptığına yönelik! ART’yi hacize veriyor, Beyaz TV’ye geçiyor!
ART’DEN ALDIĞI PARA CEVİZOĞLU’NA HARAMDIR… BİZE AKP’NİN YAPMADIĞINI YAPTI!
TURKTIME: Peki tüm bunlar yaşanıp bittikten sonra görüşmediniz mi hiç Cevizoğlu ile? Belki sizin bilmediğiniz veya anlatmak istemediği bazı noktalar aydınlığa kavuşmuş olurdu.
AHMET ÖZBEK: Bir gün programcılarla yemek yerken karşılaştık. O da Şamil Tayyar'la buluşmak üzere gelmiş. Süheyl Batum, Ümit Zileli ile birlikte yemek yiyorlar. Gittim abi merhaba dedim. O da hiç bir şey yokmuş gibi merhaba dedi. Döndüm; “Süheyl hocam, Ümit abi tanıştırayım… ART'yi hacze veren ulusalcı, Atatürkçü Hulki Cevizoğlu… AKP'nin yapamadığını yapan tek isim… Tanıştırayım arz ederim” dedim.
TURKTIME: Sert konuşmussunuz.
AHMET ÖZBEK: Çok kötü oldu tabii. Ondan sonra bağırmaya başladı sen önce çalışanlarının parasını öde diye. İşte dedim çalışanlarım burada var mı parasını alamayan sor. Taksitlendirip ödemediğim borcum yok. Hatta onlar da çok çıkıştı sana ne oluyor diye. Hulki Cevizoğlu ekibiyle gelirdi programa, yanında çalışanlar ağlardı sigortamız yok diye sen önce kendine bak benim alnım açık. Her yerde her şeyin hesabını veririm. Ve bizden de hak etmeden aldığı para haramdır ona. Şu anda ART'nin anasının ak sütü gibi helal parası ona fazlasıyla gitti. O haram parayı nasıl yiyecek bilmiyorum. Benim Allah'a inancım tamdır, hukuk anlamında o güçlü çünkü bir sözleşme var. Ben 7 yıldır kanalın başındayım bir kişiden kazık yemedim ta ki Hulki Cevizoğlu'nun sözleşme oyununa kadar.
KISA... KISA... KISA...
TURKTIME: KEMAL KILIÇDAROĞLU
AHMET ÖZBEK: Halkın sevgilisi
TURKTIME: AYDIN DOĞAN
AHMET ÖZBEK: Bir zamanların hükümet getirip götüren adamı
TURKTIME: ENİS BERBEROĞLU
AHMET ÖZBEK: Jonglör!
TURKTIME: KENAN TEKDAĞ
AHMET ÖZBEK: Çok fazla bir bilgim yok!
TURKTIME: FATİH KARACA
AHMET ÖZBEK: Eski RTÜK Başkanı, iyi insan!
TURKTIME: MEHMET BARLAS
AHMET ÖZBEK: Gazeteci
TURKTIME: MELİH GÖKÇEK
AHMET ÖZBEK: Zekiden fazla kurnaz
TURKTIME: DEVLET BAHÇELİ
AHMET ÖZBEK: İyi bir hoca
TURKTIME: TAYYİP ERDOĞAN
AHMET ÖZBEK: ...
TURKTIME: ABDULLAH GÜL
AHMET ÖZBEK: Cumhurbaşkanı
TURKTIME: AKP
AHMET ÖZBEK: İktidar
TURKTIME: CHP
AHMET ÖZBEK: Halkın partisi
TURKTIME: MHP
AHMET ÖZBEK: Muhalefet partisi
RÖPORTAJ: TALAT ATİLLA&ERSİN TOKGÖZ/TURKTIME
BİRİNCİ BÖLÜM:
Beyaz TV İçin ART’yi Harcadılar! Çölaşan Gitmek İçin Bahane Aradı!
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
Bunlar da ilginizi çekebilir...